Yiğidolar Zirveyi Bırakmıyor!..

Türkcell Süper Liginin on dokuzuncu haftasında Sivasspor İstanbul’da da üç puanı alarak zirve mücadelesini sürdürüyor. Yiğidolar ilk yarıda üç büyük olarak nitelenen takımların önüne geçtiğince hemen hiç kimse Sivas’ın bunu fazla sürdüreceğini ummuyordu. Nasıl olsa bir yerde takılır, zirveye yine üç büyüklerden biri geçer deniliyordu. Sivasspor böyle düşünenleri yanılttı ve İstanbul deplasmanında geçtiğimiz hafta Fenerbahçe’ye kök söktüren İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde 2-0’lık net bir galibiyet alarak, bir puan farkıyla ligi önde götürüyor. Böyle olunca da önceki yıllarda bazı aydınların yakıldığı Madımak Oteli faciasının Sivas üzerine sürdüğü kara lekeyi futbolu ile temizleyeceğe benziyor.

Kanımca bu yıl Sivasspor şampiyonluğun en büyük adayıdır.Bazı as oyuncularının sakatlığına rağmen Türkiye’nin en iyi organize olmuş takımı olma özelliğini sahaya yansıtıyor. Sakat oyuncuları takıma eksiklik getirmemiş, onların yerine oynayanlar ise en az diğerleri kadar bu işi biliyor. Belediyespor karşısında alanı daraltan, rakibe gol yollarını kapatan Sivas, hücuma az ama çok etkili olarak çıkıyor, Böyle yapınca da hakkı olan golü buluyor. Sivaslı futbolcular her geçen hafta şampiyon olacaklarına daha çok inanıyorlar. Önümüzdeki haftalardaki Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe ile kendi sahalarında oynayacak olmaları ise Sivas’a ayrı bir avantaj sağlıyor. Kuşkusuz, Sivas’ın bu başarısında yönetimi kadar Teknik Direktör Bülent Uygun’un takımı motife etmesindeki pay da hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Sivasspor her geçen gün biraz daha büyüyor, teknik direktörünün taktiğine biraz daha uyuyor. Futbolcular, kendine güvenip, daha sağlam oynuyorlar, topu gereksiz yere dolaştırmıyorlar. Bülent Uygun çok akıllı bir teknik direktör; her zaferin ardından böbürlenmiyor, tesadüfen buradayız diyerek, şimşekleri üzerine çekmiyor.

Sivasspor, Mehmet Yıldız ve Bulgar futbolcu Cvetkov’un birbirinden güzel iki golü ile maçı aldı. Ona karşı İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un devre arası transferlerine rağmen hiç de olumlu bir futbol ortaya koyamadığı açıkça görülüyordu. Ancak bu başarısızlığın ardında Sivas’ın bilinçli futbolunun olduğu da hiçbir zaman unutulmamalıdır. Sivas’ın kaptanı Mehmet Yıldız’ın golü attıktan sonra yaptığı bozkurt işareti ile spora siyaseti sokmaya çalışması yanlıştı. Bu oyuncunun yöneticileri tarafından mutlaka kulağının çekilmelidir.

Beşiktaş, ligin son sırasında bulunan ve buradan kurtulması çok güç olan Kasımpaşa karşısında maçın başlarında sözcüğün tam anlamıyla bir şok yaşadı. Futbolcular daha ısınmadan, 30. saniyede Özgün’ün İbrahim Üzülmez’den kaptığı topla takımını 1-0 öne geçirdi. Ardından 20 dakikada yine Özgür’ün rakiplerini çalımlayarak kaleye vurduğu topa Rüştü ve Serdar Özkan’ın anlaşmazlığındın Kasımpaşa ikinci golünü kazandı. Bu pojisyonda kalesine şut alan Serdar kadar Rüştü’de hatalıydı. Ancak Beşiktaş 2-0’lık yenilgiye rağmen maçı bırakmadı, ilk yarını sonlarına doğru Tello’nun ortasına bir kule gibi yükselen Nobre’nin kafasıyla durumu 2-1’e getirdi. İkinci yarıda daha başka bir Beşiktaş sahada vardı ve ağırlığını rakibe kabul ettirdi. İkinci yarıda üçlü savunma bloğu yerine dörtlü savunmayı yönelen Ertuğrul Sağlam Tello ve Delgado’nun mükemmel futbolu ile maçı 4-2 almayı bildi.

Son haftalardaki maçlarında yenik duruma düşen Beşiktaş sonradan oyunu çevirerek kazanmayı biliyor. Nitekim; bu hafta da öyle oldu; 2-0 yenik durumdaki takım Nobre’nin iki, Delgado ve Cisse’nin golleri ile kazanmayı başardı. Bunlardan Delgado’nun golüne yapılacak tek şey şapka çıkarmaktı. Kasımpaşa’nın ise maçı alma gibi bir çabası yoktu. Beşiktaş Bobo, Tello, Delgado ve onlara katılan Holosko ile en zor maçları da alacak güçte... Ne yazık ki, Beşiktaş savunması onlara ayak uyduracak nitelikte değiller. Özellikle Rüştü’ye üç top geldi, ikisi gol oldu. Bu arada Holosko’nun bu maçta da görüldüğü gibi kanat oyuncusu olamaz. Orta alanda yer verilecek Holosko’dan çok daha faydra sağlanırı.Ertuğrul Sağlam mutlaka bunu görecektir. Ayrıca Sağlam, 4-2’den sonra Aydın ve Bülent gibi iki genci oyuna sürdü. Zaman zaman gençlere yer verilmesi ilerisi için çok güzel bir davranıştır. Bunlardan Aydın çok iyi bir oyuncu . Bu oyuncunun üzerinde durulması Beşiktaş için gerçek bir kazançtır. Nitekim oyuna girer girmez gole çok yaklaştı ise de hatalı goller yiyen Khalid bu topu çelmeyi başardı.

Fenerbahçe’nin Gaziantep deplasmanın çok zorlu geçeceği, sarı-lacivertlilerin Şanlıurfa maçından sonra nasıl bir sonuç alacağı merakla bekleniyordu. Bununla beraber beklenilen olmadı, Fenerbahçe Gaziantep karşısında hem çok kolay hem de çok gollü bir galibiyet alarak haftanın en kârlı takımı oldu. Maç öncesi hemen hiç kimse böylesine 5-0’lık bir sonucu beklemiyordu. Gaziantep’teki maç bir bakıma haftanın en güzel ve futbol seviyesi en yüksek maçı oldu. Futbol seviyesinin yüksek oluşunda Fenerbahçe’nin ortaya koyduğu futbol kadar Gaziantep’in de oyunu çirkinleştirmemesinin de büyük payı vardı. Bu maç bir kez daha gösterdi ki, Alex başlı başına bir takımdı. Fenerbahçe’nin ligdeki en güzel oyunlarından birisini oynamasında büyük payı oldu. Her iki takımında süratli başladığı ve gol pozisyonlarına oyunda Aurelio’nin yerinde oynayan Kemal’in ne yapacağı merakla bekleniyordu. Ancak Kemal Aurelio’yu aratmadığı gibi adeta şimdiye kadar ben neden bu takımda yoktum dercesine oynadı ve çok güzel bir golle de futbolunu süsledi. Onun yanı R.Carlos’un soldan ortasına büyük bir ustalıkla ayak koyan Alex’in golü geldi. Ardından Deivid’in iki golü ile Metin’in kendi kalesine attığı gol Fenerbahçe’yi farka taşıdı. Deivid’in kale önünde sonradan oyuna giren Kezman’a gol attırmak isteyeceğine kendisi topa vursa altıncı golün gelmesi işten bile değildi.

Bu maçın en şanssız adamı Gaziantep’in kalesini koruyan eski Fenerbahçeli Oğuz idi. Geçtiğimiz yılda Fenerbahçe’ye karşı oynadığı iki maçta da Oğuz yine çok fazla gol yemişti. Gaziantep seyircisinin üçüncü golden sonra O’nun aleyhinde yaptığı tezahürata üzülmemek elden gelmiyordu.

Sivasspor’un ardından gelen ve onu kovalayan Galatasaray’ın Bursaspor ile oynadığı maçta futbol adına hiçbir şey yoktu. Ocak ayının soğuk gecesinde tribünleri dolduran seyirciler sahada futbol yerine birbiri ile itişip kakışan, birbirlerine sakatlamak amacıyla giren futbolcuları izlediler. Maçta öyle anlar oldu ki, seyirciler futbol mu yoksa güreş müsabakası mı seyrediyorlar diye düşünmüşlerdir!..Kuşkusuz bunda hakem Bülent Yıldırım’ın büyük payı vardı. Bursasporlu futbolculara çok kolay kart gösterirken, Galatasaraylıların sert hareketlerini görmezlikten geldi. Galatasaray’ın İsmail Gülderen’in ıskaladığı topun gol olmasından önce saha kenarında Servet’in Tum’u iterek düşürmesi kurallara göre fauldu. Ancak Yıldırım buna ses çıkarmadı, İsmail topu ıskaladı ve Nonda da önüne düşen topu Bursa kalesine gönderdi. Böylece Galatasaray Bursaspor’u 1-0 yenmiş oldu. Ancak bu gol öncesi Eğemen’in eline çarpan topun penaltı olup olmadığı da tartışmaya açıktır.

Her iki takımın kalesine Nonda’nın golü dışında önemli bir şutun gelmediğini söylersek maçı göremeyenler herhalde fikir sahibi olurlar.

Trabzon’da çöküş bu hafta da sürdü. Gençlerbirliği OFTAŞ karşısında kendi sahasında 2-1 yenilen bordo-mavililer ilk golü bulmalarına rağmen karşısındaki güçlü takıma boyun eğmek zorunda kaldılar. Ersun Yenal’ın yeni bir takımı sahaya sürmeye çalışmasına rağmen istediğine ulaşamadı. Trabzon her hafta takım biraz daha kan kaybediyor. Trabzon’daki yönetim zafiyeti takıma da ; bu gidişe Ersun Yenal’ın son vermesi ise çok zor görünüyor. Belki de kendi kendine nereden bu takıma geldim diye düşünmekten kendini alamıyordur. Büyük olasılıkla Trabzon ile birlikte Ersun Yenal’da kendi kariyerinden Trabzon’da çok şeyler kaybediyor.

Haftanın diğer maçlarında Denizlispor Ankaragücü 1-1 berabere kalarak puanları paylaştılar., Kayserispor-Konyaspor’u 3-0’lık net bir sonulca geçmeyi başardı.Gençlerbirliği-Ç.Rizespor’ 4-1 yenerek düşme hattından uzaklaşmış oldu. Ankaraspor Manisaspor’u 1-0 yenerek rakibini ligin dibine iterken ilerideki haftalara umutla bakmayı başardı. 


erdemyucel2002@hotmail.com