25
Mayıs
2024
Cumartesi
SPOR

Zirve Hesapları İyice Karıştı

Süper ligin bitimine beş hafta kala şampiyonluk yarışındaki takımlar üzerindeki baskı ve stres her geçen hafta biraz daha artıyor. Bunun en tipik örneği de Bursaspor da açıkça görülüyor. Baskı altında oynadığı Ankara deplasmanında golsüz berabere kalarak haftayı hükmen galibiyetle kapatan Fenerbahçe ile aralarındaki puan farkı bire indi. Aynı şekilde Beşiktaş Trabzon ile berabere kalarak 57 puanda kalırken Galatasaray Diyarbakır karşısında çok kolay bir galibiyet aldı.

Şampiyonluk yolundaki Bursaspor için Ankara’daki Gençlerbirliği maçı bir dönüm noktasıydı. Kalabalık seyirci desteğindeki Bursa, ikinci yarıda sayısız goller kaçırarak büyük bir yükün altına girdiğini açıkça gösterdi. Başka bir deyişle bol keseden puan harcamaya devam ediyor... Bu stresi kaldırıp kaldıramayacağı da önümüzdeki haftalarda belli olacak Anadolu’dan neden şampiyon çıkmıyor diyenlere verilecek en güzel yanıt da Bursa-Gençlerbirliği maçıydı. Üç büyükler olarak tanınan Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray yılların verdiği deneyimle böylesine güç maçları aşmayı başarırken ne kendilerini ne de taraftarlarını böylesine büyük bir yükün altına sokmuyorlar. Geçen yıl haftalardır şampiyonluğu kovalayan Sivas’ta böylesine bir yükü kaldıramamış, bu yıl kümeden düşmemeye çalışıyor…

Gençlerbirliği yenilmemek için sahaya çıkmıştı, geride alan daralttı, Bursa’nın hızlı adamlarına fırsat tanımadı. Çoğu kez de tam takım savunması yaptı. Bursa kalesinde ise pozisyon üretemedi. Belki de İvankov bu maçtaki kadar rahat, tehlikesiz bir oyunu yaşamında pek az oynamıştır. Beş haftadır gol yemeyen Gençler kalecisi Serdar ise belki de yaşamının en başarılı oyunun çıkardı. En azından yüzde yüz gollük beş pozisyonu çıkarırken izleyenlere parmak ısırttı.

Yalnız Bursa’nın değil tüm Türkiye’nin şampiyon olmasını istediği Bursaspor’un artık bol keseden puan vermeye tahammülü kalmadı. Fenerbahçe ile aralarındaki bir puanlık farkı kapatmamak için kalan maçlarda elinden geleni yapmak zorundadır. Ligde puan kaybının telafisi olmayan haftalarına girilmiştir. Gençlerbirliğine verilen iki puan çok önemli bir kayıptır.

Haftanın önemli maçlarından Beşiktaş İstanbul’da Trabzon karşısında gol çıkaramadı. Önümüzdeki hafta Fenerbahçe karşısında da puan alamazsa şampiyonluk umudu iyice sönmüş olacak. Beşiktaş-Trabzon maçı iki teknik direktörün, Mustafa Denizli ile Şenol Güneş’in karşılıklı taktik savaşı şeklinde sürdü. Her iki takım gibi teknik direktörleri de bu yönde birbirlerine üstünlük sağlayamadılar. Özellikle maçın ikinci yarısı oldukça süratli ve heyecan vericiydi. İlk yarıda Beşiktaş, ikinci yarıda da Trabzon rakibine göre çok daha üstün ve istekli bir oyun sergilediler. Şampiyonluğu kovalayan Beşiktaş’ın daha çok savunmaya dayalı futbol oynaması oldukça şaşırtıcıydı. Kaldı ki, bu maçta hücuma yönelik oynayan, şampiyonluk iddiası olmayan, bu yüzden de rahat oynayan Trabzon’du.

Maçı iyi yöneten Bünyamin Gezer, bütün bunları gölgeleyen hatayı 90+2’de yaparak Egemen’in Holosko’nun topunu elle kesmesinde penaltıyı verecek cesareti gösteremedi. Maçın bitiminde de tribünlerin büyük tepkisini almakta gecikmedi. İlk yarınını hemen başlarında Trabzon’un yüzde yüz gollük akınlarını kesen Rüştü’nün adalesinden sakatlanması büyük talihsizlikti. Bununla beraber yerine geçen, uzun süredir sakatlığından ötürü sahalardan uzak kalan Hakan, O’nu aratmadı. Maçın yıldızları ise Trabzon’da Serkan, ilk yarıda hatalı çıkışları olan kaleci Onur, Alanzinho ve Selçuk idi. Beşiktaş’ta adeta joker görevini üstlenen İbrahim Toraman ve oynadığı sürede Rüştü oldu.

Galatasaray-Diyarbakırspor maçı seyircinin ilginç tezahüratı ile başladı. Önceden de ilan edildiği gibi taraftar beş dakika boyunca sessiz kaldı. Protesto amaçlı olarak pankartlar ters asıldı. İlk on birde yer almayan Joe devre arası ısınmak için sahaya çıktığında ve 77. dakikada oyuna girdiğinde ayağına her top gelişinde ıslıklandı. Nedeni de basında çıkan onunla ilgili olumsuz haberlerdi. Evinde kızlarla âlem yapması, komşularının gürültüsünden şikâyetçi olması, gece kulübünde şampanya şişelerini başından aşağı dökmesi gibi… Türk toplumu böyle hafifliklere alışık olmadığı gibi de kaldıramıyor.

Fenerbahçe yenilgisinden ve lige büyük ölçüde havlu atmasından sonra üzerindeki yük kalkan Galatasaray Diyarbakır önünde çok rahat bir oyun çıkararak 4–1 galip geldi. İkinci yarıda farkı arttırabilirdi ama rakibin üzerine fazla gitmedi. Bu arada da Serkan Çalık eline geçen birkaç fırsatı da değerlendiremedi. Sakatlığından ötürü 19 hafta aradan sonra ilk on birde oyuna başlayan Baros attığı üç golle yıldızlaşırken, takımına ne kadar faydalı olduğunu gösterdi. Bu arada oynamış olsaydı, büyük olasılıkla takımının birçok maçta kaybettiği puanlar olmayacaktı diye insan kendi kendine düşünüyor. Diğer taraftan takımın en istikrarlı oyuncularından ve savunmanın belkemiği Lucas Neill ise Türkiye’deki ilk golünü karambolda attı.

Rıjkaard bu maçta takımının alışılmış düzeni dışına çıkarak 4–3–3 düzeninde oynatarak bu sistemin takıma daha yararlı olacağını gösterdi. Oysa kaybedilen puanların çoğunun da Rijkaard’ın sistemine futbolcuların yeterince uyumu sağlayamadığından kaynaklandığı da böylece ortaya çıktı.

Diyarbakır zaman zaman saman alevi gibi akınlar yapmış olsa da küme düşmeye aday bir takım olduğunu gösterdi. Sezon içerisinde sürekli oyuncu değiştiren, bazı futbolcuları takımı bırakıp kaçması, teknik direktör değişiklikleri ve yöredeki siyasi baskılar takımı bu hale getirdi. Gerçek Diyarbakır’a yazık oluyor… Diğer yandan 30 günlük hak mahrumiyeti olan Diyarbakırspor’un başkanının uyarılara rağmen maçı protokol tribününden izlemesi hukuka ve yönetmeliklere ne kadar saygılı olduğunu (!) gösteriyordu. Meşhur sözdür; böyle başa böyle traş…

Haftanın açılış maçını Gaziantep cezası nedeniyle kendi evinde seyircisiz oynadı. Gaziantep-Manisa maçında da gol sesi çıkmadı. Son derece tatsız tuzsuz bir maç oynandığından maça zorunlu olarak gelemeyenler hiç üzülmesinler. Cılız birkaç atak dışında düzgün bir pozisyon bile ortada yoktu. Ligden düşmesi kesinleşmiş denilen Denizli kendi sahasında son dakikalarda attığı golle Eskişehir’i 1–0 yenerken bir bakıma umut ışığını yaktı. Kasımpaşa ise Ankaragücü’nü 2–0 yenerken oldukça iyi bir futbol ortaya koydu. Bu maçta da Yılmaz Vural klâsını bir kez daha göstermiş oldu. İstikrarlı oyun düzenini haftalardın sürdüren Abdullah avcı yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediye bu haftayı da üç puanla kapatarak Antalya’yı 3–1 yendi. Haftanın son maçı pazartesi günü Kayseri’de Kayseri-sıvaş arasında oynanacak.

Bu haftada futbolumuzda hareketli günler yaşanacak; Ziraat Türkiye Kupası’nda finale çıkacak takımlar belli olacak. Salı günü Manisa-Fenerbahçe; Çarşamba günü de Antalya-Trabzon maçları oynanacak. Hafta sonunda ise zirvenin kader maçlarından Bursa-Gaziantep ile Fenerbahçe-Beşiktaş maçları bulunuyor.

erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 12 Nisan 2010 Pazartesi 10:24:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?