Niğde İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından alınan 35 fotokopi makinesi, Müdürlük Toplantı Salonu'nda sahiplerine teslim edildi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın, öğrencilerin Türkçe'yi doğru ve güzel kullanmaları, olaylara eleştirisel ve doğru bir düşünceyle bakmaları, araştırma, problem çözme, karar verme yeteneklerini kazanmaları ve bilgi teknolojilerini en iyi şekilde kullanmaları için 2005-2006 eğitim öğretim yılından itibaren, ilköğretim okullarının 1. kademelerinde müfredat değişikliğine gittiğine dikkat çeken Milli Eğitim Müdürü H. İbrahim Yaşar, bu amaçla kendilerinin de yerel imkanlarla yeni müfredata hazırlandıklarını kaydetti.
Öğrencilerin yeni müfredatın getirdiği etkinliklerde etkin rol almaları ve gerekli olan dokümanlara sahip olabilmeleri için 35 okula, 35 fotokopi makinesi verdiklerini ifade eden Yaşar, "Öncelikle okul mevcudu çok, bölge nüfusu fazla olan okullarımıza öncelik tanıdık. Bir fotokopi makinesinin bize maliyeti bin 950 YTL. Toplam 68 bin 250 YTL tutarındaki makineleri İl Özel İdare kaynaklarını kullanarak temin ettik. Amacımız bütün okullarımızın teknolojik alt yapısını 2006 yılında tamamlamaktır. Bu gaye ile çalışıyoruz" dedi.
Vali Gündüz Beder ise hizmetin kalitesinin artırılması için herkesin birbiri ile kıyasıya yarış içerisinde olması gerektiğini, ancak yarışın birbirinin önünü kesmek değil, doğruyu bulmak adına olması gerektiğini kaydetti. Kendilerinin de diğer illerle olumlu yönde hizmet yarışında olduklarını belirten Beder, "Onlar biraz öne geçiyorlar, biz onlardan daha iyi yapmaya çalışıyoruz. Herkesin görevi bu olmalı aslında. Okullar da birbiri ile yarışmalı, herkes birbiri ile yarışmalı, ancak yarışırken birbirinin önünü kesmemeli. Bazen valilikler arasında görüşüyoruz, 'Falanca konuda çok çaba sarf ettik ama bizi geçtiniz tebrik ederiz' diyoruz. Çünkü o ilin valisi de ne yapıyorsa bu memleket için yapıyor. Hepimiz hizmette birbirimizle yarışırsak memlekete o derecede hizmet etmiş oluruz" şeklinde konuştu.

AKP Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen de ülkenin birçok sorununu çözerken içi boş hazineyle çalıştıklarını ifade ederek, kuru ağaçtan düdük çıkarttıklarını söyledi. Kırsaldan, en ücra köşeye kadar bilgi teknolojisini öğrencilerin istifadesine sunmak için çaba harcadıklarını vurgulayan Özegen, toplumların geleceği niteliğindeki eğitimin çok önemli olduğunu, eğitime yapılan yatırımı ülke geleceğine yapılan yatırım olarak değerlendirdiklerini vurguladı. Özegen, "Bunun sadece doğru olduğuna inanmakla kalmıyoruz, devletimizin, hükümetimizin bununla ilgili adımlar attığını görüyorsunuz. İlk kez 2 yıldır, bütçede yatırımlara ayrılan payın en büyük kısmını milli eğitim yatırımlarının aldığını tüm kamuoyu bilmektedir. Ülkemizde bizden önce elbette ki eğitime pay ayrıldı ama eğitime ayrılan pay hiçbir zaman son 2 yılda olduğu gibi olmamıştır. Şu anda devletimiz ve hükümetimiz eğitimin ciddi manada üzerinde durmaktadır" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin, bir taraftan eğitimdeki teknolojik alt yapı çalışmalarını, bir taraftan AB sürecine uyumla ilgili birçok düzenleme ve alt yapı eksikliğini gidermeye çalışırken bütün bu hizmetleri içi boş kasası, hazinesiyle yapmaya çalıştığına dikkat çeken Özegen, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Zaman zaman şu söyleniyor. 'Efendim, Avrupa'da bu böyle' doğrudur. Yunanistan'da kişi başına düşen gelir 16 bin doların üzerinde. Biz 2000'li yıllarda 2 bin doların altına düştük, yeni 5 bin dolar seviyelerine çıkıyoruz. Elbette ki 16 bin dolar, 40 bin dolar olan Avrupa ülkeleri ve gelişmiş ülkelerle Türkiye'yi mukayese ettiğimiz zaman, kuru ağaçtan düdük çıkartarak onların seviyesine gelmeye çalıştığımızı görüyoruz. Eğitimimizi de bu şartlarda onların seviyesine ulaştırmaya çalıştığımızın hepimiz bilincinde olmalıyız. Bugün ülkemizin yatırım miktarından daha büyük bir miktarı üzülerek görüyoruz ki, borçlarımızın faizlerine ödüyoruz. Eğitim alt yapısı hazırlanırken eğitim emekçilerinin durumu ve pozisyonu da çok önemli. Ders ücretlerinize iyileştirme yapılması gündeme geldi, hazinenin bir tarafından bakıyorsunuz, bu teknolojiyi geliştirirken bu teknolojileri yavrularımıza aktaracak olan öğretmenlerimizin de ekonomik sıkıntılar içerisinde olduğunun bilincindeyiz. Ümitsiz değiliz, ülkemizin imkanları geliştikçe, eğitimin alt yapısında olduğu gibi eğitimin özünü teşkil eden eğitim emekçilerimizin hak ettiği yere getirilmesinin kaçınılmaz olduğunu biliyoruz."

Yayın Tarihi : 3 Ocak 2006 Salı 15:40:23