6
Mayıs
2024
Pazertesi
İSTANBUL

Bir Başka Açıdan Turizm

   Taşeron:“Üretim sürecinde,bir işin bir bölümünü para karşılığında yapan,bir konuda özelleşmiş,kişi ya da kuruluş”.
   Taşeron şirketlerin öncelikli faaliyet alanı inşaat sektörüydü, fakat son yıllarda diğer sektörlere de hızla yayılmaya başladı. Örneğin hafriyatı bir şirket üstlenir, işçi teminini bir şirket üstlenir vs.Tabi tüm bu süreçleri kendi gerçekleştiren işletmeler de vardır.
    Turizmde taşeronluğa göz atacak olursak, farklı bir durumla karşılaşmaktayız. Turizmi,otelcilik özelinde inceleyelim. Otelcilikte verilen hizmetin öncelikli amacı misafire kendini evinde hissettirmek ve ona “tatmin” satmaktır; çok farklı beklentilere hitap ederek, misafiri otelden ayrıldığında mutlu olmuş bir şekilde uğurlayabilmektir. Bu anlamda otelcilik gerçekten titizlik ve özveri gerektiren yapısıyla dikkat çekmektedir. Son yıllarda otellerde hızla yayılmakta olan bir durum (Türkiye ve İstanbul özelinde), turizmin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır; otelcilikte taşeronluk. Şimdilik özellikle servis ve kat hizmetleri departmanlarında çalışan personel için taşeron şirketler otel yönetimine başvuruyor ve en az ücreti talep eden şirket o otele eleman sağlıyor.Sözü geçen şirket adam başına 5 lira alıyorsa bunun 3 lirasını elemana ödüyor; bu işten otel de karlı çıkıyor çünkü o elemanı direk kendisi istihdam ettiğinde kasasından 7 lira (rakamlar örnekleme amaçlıdır) çıkacaktı. Bu durumdan zarar gören bir tek taraf var, o da eleman; 7 lira alacağına 3 lira alıyor.
   Turizme ilk atıldığım yıllarda, güney otellerinde çalışırken yaygın bir inanış vardı; birçok güney otelinin tersine şehir otelciliğinin yıl boyu hizmet verdiği ve böylece personelinin istikrarının da sağlanması sonucu daha ciddi ve kaliteli hizmet verildiğiydi. Durum hakikaten de böyleydi. Son yıllardaki krizler,terör olayları,savaşlar sonucunda artık İstanbul otelleri de sezonda personel alıp, düşük sezonda çıkarmayı alışkanlık haline getirdi. Aslında turizmin, gerçekleştirildiği bölgedeki olaylardan ileri derecede etkilenen yapısı bu durumu doğurmuştur. Ama yine de bu, “kriz muhabbeti” yaratılarak bunun işletmeler lehine kullanılması durumunu değiştirmeyecektir. Son yıllardaki krizlere bakıldığında alınan ilk önlemin personelden tasarruf,kesinti,kısıntı olarak göze çarpması düşündürücüdür. Tüm bu olaylar gerçekleştirilirken  hesaba katılmayan bazı faktörler vardır:
1-Bu durumun kalifiye turizm çalışanlarının ciddi anlamdaki gelecek belirsizliğinden dolayı sektörden uzaklaşmalarına yol açması ve istihdam edilebilen personelin yetersiz oluşunun doğuracağı olumsuzluklar,
2-Turiste hizmet veren personelin, o konaklama işletmesinin kadrolu elemanı olmamasından (taşeron şirket kullanan işletmeler) doğabilecek denetim ve eğitim boşluklarının turiste kötü hizmet olarak yansımasının getireceği olumsuzluklar,
3-Tüm bu önlemlerle sadece günün kurtarıldığı, “tatmin” satılan sektörün bunu gerçekleştirebilmesi için öncelikli olarak üretim aracı olan elemanlarını tatmin etmesi gerektiğinin unutulmasının getireceği olumsuzluklar,
4-Düşük ücretleri sebebiyle işini ve ortaya koyduğu ürün olan “hizmeti” çok da önemsemeyen personelin yaratacağı olumsuzluklar,
5-Yıllardır zaten herkesin dara düştüğünde,iş bulamadığında bir müddet çalıştığı bir sektör olarak görülen turizme artık eğitimli ve kalifiye katılım mevcudunun  hayal olması.
  Tabii şimdilerde bu faktörler gözardı edilmektedir, ne de olsa bunların “görünür” bir olumsuzluğu yoktur.Turizmde en çok şikayet edilen durumlardan biri de, tanıtıma ayrılan bütçenin yetersiz oluşudur. Ama öncelikli olan eldeki işletmelerin iyileştirilmesi( bu iyileştirmeleri kolaylaştırabilmek için devlet tarafından turizmdeki KDV oranının rakip Akdeniz ülkelerindeki gibi %5 düzeylerine çekilmesi iyi bir teşvik olacaktır.Ayrıca işletme maliyetlerinin azaltılmasında da önemli rol oynayacaktır.), standartlara ne derecede uyulduğunun etkili biçimde denetlenmesidir. Bu denetlemeler sadece yıldızın gerektirdiği düzenlemeler,bina yapısı,sunulan konfor ya da hizmet malzemelerinin kalitesini değil en önemli hizmet aracı olan personelin kalifikasyonu ve onlara sunulan imkanları da kapsamalıdır. Tüm bu önlemler alınabilirse yapılacak tanıtımın bir anlamı olacaktır. Ne kadar tanıtım yapılırsa yapılsın esas önemli olan hizmet kalitesi ve bu kaliteyi sağlayacak vizyondur.
   İşletmeler kar amacı ile kurulurlar ama zarar riskini de göze almak zorundadırlar.Zarar durumunda “kriz yönetimi” bilgi ve becerisine sahip yöneticilerin farkı ortaya çıkacaktır.Zarar yahut zarar riski durumunda alelacele günü kurtarma yönünde bir çözüm ortaya konması ne işletmeler,ne de sektör yararına olacaktır.Deniz sütlimansa her kaptan gemiyi gideceği yere ulaştırır, önemli olan fırtınalı günlerdir.Bugünlerde tayfaların yemeğini kısar, onları denize dökerse kaptan artık gemide çalıştıracak tayfa da bulamaz ve kaçınılmaz olarak gemi de...
  
Yayın Tarihi : 12 Mart 2004 Cuma 20:29:26
Güncelleme :27 Nisan 2004 Salı 13:01:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?