Eski bayram sabahları heyecanının gitgide azaldığı ve günden güne daha fazla hayatımıza giren teknolojinin bizleri birbirimizden uzaklaştırdığı günümüzde gelin birkaç "nostaljik" kavram ile tebessüm edelim... Mahalle bakkalı: Veresiye defterlerinin, borcunuzu takip için size verilen mini bloknotun,önünde oturup kana kana çamlıca içtiğiniz ters çevrilmiş sandıkların,eşofmanla pejmürde bir şekilde ayaküstü sohbetlerinin tek mekanıydı "maalle bakkalı"... Açık kutularda satılan "pötibör" ya da "fingır" bisküvilerin bulunduğu yerdi... Yoğurtçu: Büyük bir teraziyi andıran yoğurt taşıma gereciyle elindeki zili de çalarak gezen, tonton,hoşsohbet yoğurtçu mu? Hayır... Sahte tebessüm sahibi "reklam tontonu" dedelerin kaşıkladığı,suni kaymaklı,bol seçenekli vakumlu yoğurt... Anne seslenmesi: Kan-ter içinde ama saatlerin nasıl geçtiğini anlamadan sokaklarda oynarken "gizli eve dönüş limiti belirleyicisi" akşam ezanından önce annemizin balkon ya da cama çıkarak adımızı seslenmesi ve asla onu dinlemek istemeyişimiz... Şimdi?Yoo, hayır,büyüdük, eşşek kadar olduk kimsenin umuru değil... Zamane palavraları: Burşile (Bruce Lee)'nin 500 kurşunla öldürülmesi,dayı ya da amcanın olmayan arabaları,evdeki televizyonun renkli oluşu,minti artis resimlerini tamamladım oğlum...Hayır...Pikaçu,05 edi,06 büdü,07 dötü,cep telefonları,internet,"pileysiteyşın"... Tek kanal: Uykudan önce,Voltron, arıza manzarası, pazar sabahı aile filmi...Hayır; televole, sınırsız magazin, BBG sığlığı, habersiz haber bültenleri... Modern Talking" grubunun Türk filmlerine etkileri: Bu grubun 80'lerdeki filmlere etkisi gerçekten çok büyüktü..."You're my heart,you're my soul" isimli parçaları o dönemdeki Türk filmlerinin vazgeçilmez disko parçası olmuş; diskoda danseden bıyık-uzun saç kontrastındaki gençlerin kıvrak figürlerine sebebiyet vererek olaya renk katmıştır.Özellikle Küçük Emrah filmlerinin yapımcıları Modern Talking'in ekmeğini epey yemişlerdir...Ha bir de içkiye ilaç katılırken "Brother Lui Lui Lui" parçası da bir diğer vazgeçilmez olarak nostalji sayfasında yerini almıştır... Negatif Teyze-Amcalar: "Maalle"de ne de güzel top,saklambaç,kukalı saklambaç,kayış kızdı oynardık...Ama genelde zorunlu oyun sahasının evine yakın olduğu bazı sinirli teyze ya da amcaların tacizine uğrardık...O zamanlardaki bahçeli müstakil evler şimdinin zekeriyaköy,iç levent,suadiye'deki gösterişli-alarmlı-itli köpekli değildi;bahçesinde elma,armut,incir,erik gibi meyveler olan mütevazi evlerdi...Acıktığımızda bu bahçelere "dalarak" incir sütünden ağzımız yara,bünyemiz cırcır olana kadar yerdik;tabi ev sahibi negatif amca sopayla kovalayana kadar...Evdeki kilolarca meyveden o tadı alamazdık :) Skoda Kamyonet: Arka tekerleklerinin hafif içe eğikliği ile futbol oynaya oynaya bacakları çarpıklaşmış futbolcu eskisine nasıl da benzerdi eski Skoda kamyonetler...Mahalleye yeni taşınan ailenin eşyalarının palas pandras yüklendiği ve taşıtmak için bir şişe kolaya mahalle çocuklarının kiralandığı taşınma ritüeli... Emektar bir sütçü beygirini andırırdı Skoda kamyonet sanki yorgunmuş gibi dururdu...Bi keresinde bi "maalle maçı" esnasında güzelim futbol topuna sert bi vuruş onu yoldan geçen bi Skoda'nın kasasına yollamış,şoför farkına dahi varmamıştı...Olsun,sana bi top feda olsun Emekçi Skoda... Pelikan Silgi: Turnusol kağıdı nasıl kimyasal maddenin asit mi baz mı olduğunu ayırırsa,pelikan silgi de tembel öğrenci ile çalışkan öğrenciyi belirlerdi...Yeşil renkli pelikan silgiyi paso gereksiz yere kullanarak eskiten,yanlarını simsiyah yaparak o estetiğini bozanlar tembel öğrencilerdi;çünkü dikkatsizlik,hatalı ödevler ygibi sebepler yüzünden sil babam sil, silgiyi hemencecik mini minnacık bi hale getirirlerdi...Kimleri ise kaybetmemek için ortasını deler ve boynuna asardı... Bazen "yazılı"lara silgisiz gelen tembel tenekelere ucundan biraz kopartılarak verilen pelikan silgi yine görevi başarı ile ifa ederdi;gerçi silginin sahibi örtmenin zoruyla koparmaya razı olurdu silgisini zira pelikan silgi ile öğrenci arasında garip bir bağ olurdu... Modernleşiyor muyuz yoksa gitgide birşeylerimi yitiriyoruz ya da bazı şeylerin eskisi kadar tadı mı yok?Biraz düşünelim;hep birlikte...