7
Mayıs
2024
Salı
İSTANBUL

Parka Kolundaki Sincap

   Rutine bağlanmış,inanılmaz bir soğuğun dekor olduğu Sivas günlerinden birinde, görev yaptığım birliğe “tuhaf” bir askerin geldiği söylendi, “iç hizmet kanunu” gereği bu askerle görüşmem ve “tuhaf”lığı her ne ise ona bir çözüm bulmam gerekiyordu...Asker geldi “Seyvet Avcı-İstanbul” canhıraş feryadı da beraberinde...Basit bir “r” özürlülüğü ve hafif bir kalıba girme güçlüğü intibası dışında “tuhaf” diye kategorize edilebilecek bir şey görmemiştim ilk anda ta ki mesleğini sorana kadar: “sincap yetiştiyiyoyum”...!
   Bu enteresan simayı mutlaka Toros’a da göstermeliydim ve gösterdim de... Birkaç gün sonra Toros’la, “uzay üssü alfa” Sivas’ın  tek dünya gören yeri olan sinemasından eve dönüp Toros’un odasında laflarken gözümüz duvarda asılı askeri parkaya ilişti; tabi ilk akla gelen askeri birlik ve içindekiler:
   -     Toros , Servet’in sincaplarından biri bizde olsa iyi eğlenirdik ,senin balık iyice hareketsizleşti.
   -     Evet evet...Ama sincap hareketli hayvan abi,şimdi olmadık bir yere giriverirdi
-         Cidden yaa mesela şu senin parkanın koluna girerdi, zor bulurduk herifi
-         Sen sincabı bırak,gerek yok ki sincaba, parka kolundaki sincap biziz şu anda...
 
   Evet, parka kolunda sincap olmuştuk....Huzur arıyorduk ama bize geçici huzuru veren biraz karanlıktı; hayatta da sık sık girdiğimiz karanlık gibi...
   İlk bakışta hor görülen, aşağılanan bir insanın ne derece sevgiyle dolu olduğunu görmekse; o “katı” günleri anımsadıkça yüzümüze bir tebessüm getiren bir olay olarak hafızalarımıza kazındı…
Yayın Tarihi : 11 Kasım 2003 Salı 16:48:42
Güncelleme :27 Nisan 2004 Salı 13:05:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?