İş imkanları toplantısı

BOTAŞ Genel Müdürü Muvaffak Çiğ, Türkiye'nin Kafkaslar ve Ortadoğu arasında çift yönlü koridor oluşturma gibi bir devlet politikası olduğunu hatırlatarak, bu politikasının Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesi ile gerçekleştiğini söyledi.

Adana Sanayici ve İş Adamları Derneği (ADSİAD) tarafından Adanalı iş adamlarına yönelik "BTC'nin bölge ekonomisine katkısı ve yeni iş imkanları" konulu bir toplantı düzenlendi. Adana Seyhan Otel'de düzenlenen toplantıya konuşmacı olarak BOTAŞ Genel Müdürü Muvaffak Çiğ katılırken, ADSİAD Başkanı Süleyman Onatça, projenin bugüne gelmesinde fazla etkin olamadıklarını belirterek, bundan sonra ise bu dev proje ile yakından ilgileneceklerini ifade etti.

Muvaffak Çiğ ise, iş adamlarına yönelik yaptığı konuşmada, önümüzdeki günlerde muhtemel doğalgaz ve petrol boru hatları ile Çukurova'da önemli açılımlar olacağını belirterek, "Bununda bölgeye birtakım sıkıntılar ve yükler getireceği malum. BOTAŞ petrol boru hatlarının ülkelerinden geçmesi nedeniyle Azerbaycan petrolün sahibi olduğu için yüzde 15, Gürcistan 5, Türkiye ise TPAO olarak yüzde 7.6 hisse aldı. Kalan hisse isebaşlarında BP gibi dev şirketlerin olduğu konsorsiyuma ait. Çukurova bölgesi bize bir takım avantajlarda sağlıyor. Çukurova bölgesi jeopolitik ve stratejik konumu gereğince oldukça gelişmiş bir bölge. Buda işimizi kolaylaştırıyor" dedi. Boru hattının 40 yıl boyunca işletileceğini hatırlatan Çiğ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İstenirse karşılıklı olarak 10'ar yıl daha uzatma şansımız var. BTC'de her projede olduğu gibi iki temel konu vardı. 1.'si inşaatın yapılması 2. si ise bunun işletilmesi. İnşaat 2003 yılında başladı bugün 2005'in sonuna geldiğimizde inşaatın tamamlandığını, ilk petrolün Gürcistan sınırından Türkiye sınırına geçtiğini ve şu anda ilk yükseltici pompa istasyonumuz olan Posof İlçesi'ndeki istasyonda devreye alma çalışmalarının başladığını söylemekten bir Türk vatandaşı olarak sevinç duyuyorum.

Çünkü Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı ilk dillendirilmeye başlandığı 90'lı yıllarda dünyadaki sektör temsilcileri tarafından ve uluslararası kuruluşlar tarafından yapılması, gerçekleştirilmesi biraz hayal bir proje olarak nitelenmiş sebebi ise Kafkaslar'daki ve mevcut ülkelerdeki siyasi karışıklık olarak gösterilmiş. Ve bu kadar uzun bir boru hattının yapılarak işletmeye alınmasının karlı olmayacağından yola çıkan bu tip yorumlar önüne çıkan birçok engeli aşarak, bugüne kadar geldi. Şu anda petrol Azerbaycan'daki Sangaçal istasyonunda işleniyor ve Gürcistan'daki Posof istasyonunda buradan da 10 gün içerisindeki Erzurum'daki 2. istasyona daha sonra Erzincan ve Sivas'ta bulunan iki istasyon sonrası petrol hızla Ceyhan Deniz terminaline gelecek."

Azerbaycan petrolünün Mart 2006 sonlarında Ceyhan terminalinde olacağını vurgulayan Çiğ, "Ceyhan terminali iki bölümden oluşuyor. 1.'si her biri 1'er milyon varil kapasiteli 7 ana depo, 2.'si ise 2 bin 600 metre uzunluğundaki iskele. İskelemize iki gemi aynı anda yanaşabiliyor ve günde 1 milyon varil kapasitemiz var buda yılda 50 milyon ton petrole tekabül ediyor. Parasal olarak değeri ise 25 milyar dolar. Yani 25 milyar dolarlık bir petrol bizim topraklarımızdan geçiyor. Ceyhan'da Türk işçisi ve mühendisi tarafından yüklenip dünya pazarına satılıyor ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bu petrolden yüzde 6.7'lik hissesini alıyor. Varil başı yükleme fiyatı ise yapılan anlaşma gereği ilk 16 yıl için 35 senttir" diye konuştu. Çiğ, BTC ile stratejik öneminin çok daha fazla arttığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Projenin toplam boru uzunluğu bin 776 kilometre kara uzunluğunda. Türkiye boru hattı ise bin 76 kilometre. Bunun tamamının Türk mühendisi ve işçileri tarafından yapılması başarılması ve devreye alınması gerçekten dünyadaki petrol sektörü açısından oldukça önemli bir hadise. Artı Türkiye'nin Kuzey-Güney enerji geçiş koridorunda da bir ilk olması açısından önemli bir adım. Bundan 10 yıl önce Kerkük-Yumurtalık doğu- batı boru hattı devreye alınmıştı. Şimdi ilk defa kuzey-güney hattı devreye giriyor. Stratejik devlet politikaları içerisinde Türkiye'yi Kafkaslar ve Ortadoğu'da bir çift yönlü bir enerji koridoru oluşturma gibi bir devlet politikası var. Önümüzdeki günlerde artarak, hızlanarak çoğalacağını ümit ettiğimiz boru hatları Türkiye üzerinden Kuzeyden güneye ve doğudan batıya doğru enerji marketlerini besleyecek. Bu da Türkiye'nin politik ve stratejik önemini çok ve çok daha fazla arttıracak."